A'lî makamı 3 #nedenselamdankoptukbiz

Dün keyifsiz uyanmıştım.Halbuki A'lî demini anlayınca çok şen olmuştu gönlüm.
O keyifsizlikde yoğunlaşmış bir bulut yoktu,sis vardı, yoğun bir sis,onun üzerine dün gece paylaştığım sözler aktı yüreğimden.Sonra bu sabah paylaştığım sözleri yazdım, namazı kılıp yürüyüş yapayım dedim.
Fatiha'yı aldım kalbime,rahmetle gülümsüyordu cemre düşmüş yüreklerde tebessüm.
Kalbim evimizden daha uzakta ki bol ağaçlı mezarlığı çekti beni.
O mezarlık bir dere kenarında kuşbakışı deniz manzaralı...
Çoook sessizdiler,çook sessiz kuş cıvıltıları da olmasa ölü bir şehir denecek kadar.Ağlamak istedim her ölünün ardında. ..Bebek mezarı annesi ne kadar üzlülmüştür dedim.Benden sonra doğup benden önce vefat eden bir sürü ölü vardı. Onlar mı ölüydü ben mi?
Onlar ölerek bizden fazlasına şahit oldularsa kim ölü?
Gide gide kırmızı dutları meyvelenmiş mezarın başına geldim.Dutlar harika göründüğü halde ağzıma alamayacağım şekilde tiksindirici geldi o vakit  Hucurat suresinde ki bu ayet aklıma düştü "12- Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.

 

"12- Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir." Yine dönüp dolaşıp Hucurata geldim.Kalbime bu ayeti yükleyip karşıdan görünen pembe çapcanlı çiçekli ağacı görünce bebek kanatlarım yeniden canlanarak onun yanına gittim.

Öyle muhteşem bebek kokulu,Yusuf'ca güzellik."Rahmet rahmet,Rahman Rahîm Allah ismi ile " diyordu.

Kokladım,rayihası a'lâydı. A'lâyı illiyinden sümbüllenmiş Yusuf'i bir yardı.

Fakat fakat yine bir mezarın bağrında filizlenmişti.Arılar serhoş halde özünden yudumluyorlardı.Fakat biz işte ölü toprağı diye o meyveden yemeye midemiz dayanamazdı.

Ne de çok kulak ardı ettik değil mi Rabbimizin sözünü.Onu ölü bir söz zannettik.Ne kadar neşelendirdi değil mi başkalarının kusurlarını araştırmak ile zevklendik.O bizi görmüyor,duymuyor diye mutlak Basîr mutlak Semî Allah'ın sözüne sırt çevirdik.

Zannımızca yanlıştı ya o haller o da avuntumuzdu.

Ne biliyorduk onun evi dağınık ve hatta pisse onun derin dertleri olmadığını? Karanlığa gömülecek kadar,gerçeği arayacak kadar,kalkmıyordu belki de bu dünyanın çirkef hallerini gördükçe ruhu...

Ah bin ah düştü yüreğime!

                    

Çook suç işledik biz,önce kerim hakim,mecit kitabımızı taze sözler söylemez zannı ile...

O öyle taze sözler söyler ki şahidim binlerce şahidim.

Sadrım onun ile yarıldı

Dilimin bağı onun ile çözüldü

O firavun nefsimin içinde bana yâr,yoldaş oldu..

Kırk adımda kırk yılımda Musa'm ile yol aldım, o Musa'm oldu,asâm oldu...

Şahidim Rabbim şahidim.Şahitlerden yaz beni.

Dilime elime kalbime sahip kıl beni,daim diri sözler nasip et ruhuma Kerim açık,apaçık kitabından.

Birbirimize yapacağımız en büyük iyilik bir fitne,bir gıybeti açacak sinek vızıltısı söz dahi olsa onu Allah'ın kelamı ile kesmektir.

Kesmektir ki cehennem zakkumunu besleyen tohum büyümesin.Ailemizi,alemimizi,A'lî mizi yakmasın.Yusuf'umuz dirilsin,güzel ahlak nuru(Muhammed( s.a.v ))ile boyansın yeryüzü, A'lâyı illiyine ersin...Amin olsun dua olsun dava olsun. Vedûd'um ey Ğafur - ur Vedûd sevgi dolu affedici. 

İkra Ela

#instagramyazılarım
@ikraela

#hucurat

#gıybet

#dedikodu
#nedenselamdankoptuk
#Fethiye

#Muğla

#Türkiye