Perşembe, Haziran 16, 2016 By: Oku Arz

Hangi Baba!



Hiç kusura bakmayın,ilk önce de kendim kusura bakmayayım da af edeci olayım mı?Ya da siz af edici olur musunuz?

Hep günah keçisi ararız bunca olan olaylar için,devleti suçlarız,imamları suçlarız,ilahiyatçıları suçlarız,askeri suçlarız,polisi suçlarız,hakimi suçlarız,annemizi,babamızı suçlarız,öğretmenleri suçlarız,doktoru suçlarız,kendimizi suçladığımız da olur!

Fakat onca olaya karşı kendinde bir nebze suç olduğunu hiç algılayamayanlar vardır.Bunlar birde sürekli suçlu arar.Suçlu aradıkları gibi bunca olan zulümlerde "benimde parmağım var mı?"diye kendine sormaz.Hatta birini savunurken,hatta inandığı dini dahi savunurken ağzı da küfür doludur.

Evet biz Anadoluda doğmuş yetmişliler,analı babalı yetimliği de biliriz!Bu sorunun cevabı için yetmişlere ve analarımızın babalarımızın sıradan hayatının içine baksak yeter.

Kelimelerinden koparılmış bir millet olduğumuz gibi,bir de analarımızın çoğu okuma yazmadan mahrum.Anamı hatırlarım canım benim otuz beşli yaşlarında TV karşısında defterini almış okuma yazma öğrenme çabasında.Azmi ile öğrendi şükür.Çocukların ve dağ gibi işlerin içinde...
Babam çocukları doyuracağım,helal ekmek getireceğim diye kara kuru ,asitli,zehirli işlerin içinde...yorgun eve gelince,yemeği yedikten sonra dinlenmek en büyük hakkı.
Hani o zamanlar da derlermiş TV'ye şeytan işi.E! Nimeti şeytanca işlerde,hak olmayan işlerde kullanınca olur şeytan işi.Yemekler yenir tek kanallı Tv. açılır,Dallas mallas oh bir güzel Anadolu'nun o güzel ruhu Ceyarın hileleri ile bir bir söndürülür.Hatta bizim Anadolu'nun saf iki eltisi;Ne cesaret,Ceyar ve Babi'ye kaçmak için altınlarını satıp İstanbul yoluna düşerler.,Ne yapacaksın ağlar mısın,güler misin?
E! Akşam olunca Dallas mallas,sonra uyu!"Çocuklar iyi mi?İyi iyi maşallah,daha doktor yüzü görmediler?"Öyle mi?Kalpleri can çekişiyor biçarelerin en yakınların ruhu duymuyor.
Tabi Kuran ilacı duvarda kılıfının içinde?Maazallah çarpar aman dokunmayın!
Bir de baba önce İslama yönelmiş sonrada iki yüzlü münafıkların İslamı kullanarak,dindarmış pozunda yaptıklarını görünce Kur'an'dan uzaklaşması,"onlar Müslümansa ben değilim." kızgınlığı ile dine dair hiç bir şey konuşulmaması özellikle de çocukların çiçek evresinden meyve evresine girdiği dönem.Allah'a şükür okuma yazma bilmeyen anne namazından,Allah'a yakarışından ayrılmıyor.

Dallas mallas günler geçiyor.Çocuklar uykuda,kalpleri can çekişiyor.Ana babalar uykulu uykusuz ayakta yuvarlanıyor.Ya onların ana babalarının sıradan hayatına baksak.Of!Çoğu savaş sonrası yetimler,tek bırakılmış yetimler.Çoğunluk babalarda okuma yazma bilmiyor.İçlerinde kuzu gibi sadık işinde gücünde duasında abdestinde olanlar var,içlerinde şeytani iki yüzlülük ile hokkabazlık ile gezenler var.Her ne ise işte!Kur'an yine duvarda kılıfının içinde!Nadir evlerde var anlayarak okuyan baba,dede...
Seksen beş yaşında ki kayın validem, Kur'an kursuna gidip ,yüzüne okumayı öğrenince,anlayarak okuduğumu zannederdi.Çünkü o Kur'an dilini anlayarak öğretilen devrin çocuğuydu.Fakat öğrenen azdı.Kulaktan bilgiler ile yarım yamalak yaşanan din gelenekler ile de yarım yamalak yaşanır oldu.Bir söylenen bir söyleneni tutmadı.Ağacın dalları kırılmış ise onu tutturabilir misin?Allah dediği halde Allah yokmuş gibi hareket edenlerin bihabersizliği kendinden,bir o kadar da inanan insanlara inanmanın itibarını kullanan iki yüzlülerin yaptıkları diz boyu,hangisini anlatsak desek o hastalıklar genetik hastalık gibi tedavi edilmedikçe nesilden nesile sürüyor.Tabi ki aklını kullanmayanların üzerine pislik boca oluyor.
Çocuklar da bu şartlarda büyür oldu...İlim yok,bilim yok,sonra Dallas mallas var!
Dallas mallas yıllarında bizim evde, babam hani demiştim ya!Kızgınlığından Kur'an'a sırt çevirmiş durumda bir kaç yıl buhranlarla geçen yıllar.Dallas mallas yıllarından önce babamı hayatımda pek hatırlamıyorum.Çünkü o yemek saatlerinde gördüğüm babamdı.İki hatırladığım güzel sahnem var biri bayramlık elbise almıştı bana çok güzeldi.Birde İstanbul'da elimizden tutarak bir parkta gezdiğimizi hatırlarım.Hayatımızda yine Kur'an yok.
Fakat babamın hayatında hep Allah vardı.Babamın hayatında Allah olduğunu o buhranlı yıllarında onun ağzından öğrendim.
Ben on altılı yaşlarındayım.Daha önce ne dedelerimin ne annemin ağzından onun anlattığı gibi Allah duymamıştım.Çocukluk yıllarımız babam hariç herkesten duyduğum"Allah çarpar!"sözüydü.Okul yıllarında İslamın şartı,imanın şartı...
Babam dokuz yaşında kara kura asitli zehirli işin içinde yüreği dağlanan öksüz babam ,Allah öyle güzel anlatılıyordu ki!
"Kızım bak,Allah ne kadar güzel yaratmış!"
Annem çiçek ekerdi,Babam"Allah ne kadar güzel yaratmış."derdi.Ben bahçeye gidip annemin ekip suladığı çiçeklere "Allah ne güzel yaratmış."gözü ile bakardım.Kalbim öyle sevgi dolardı ki!

Annem bahçeye yetmiyormuş gibi balkonlara,pencere kenarlarına da her çeşitten bin bir güzellikte ki çiçekler ile doldurmuştu.Bende arada sulardım onları.Öyle güzellerdi ki"Allah ne güzel yaratmış"aşkı ile yüreğimde bin çiçek açardı.Kaktüsten çiçek açtığını görmek ise ayrı bir güzellikti.Demek ki Allah'ın yarattığı her şeyin bağrında  açacak muhteşem güzellikler gizliydi.

Babamın iş yeri evimizin altındaydı.İşi pis,ve yorucu idi.Hali ile hafta içi genelde ailece stresli geçerdi.Fakat hafta sonu birde kır gezisine çıkmışsak işte en güzel tefekkür"Allah ne güzel yaratmış"Bütün haftanın kirini pasını atan muhteşem söz.

Babam "Allah ne güzel yaratmış."derken gözleri öyle güzel bakardı ki.Sonra o gözleri kapar,Allah'ın muhteşemliğini anlatırdı.Bu arada beş vakit namazda kılmıyordu,Kur'an'da okumuyordu.Oruçta tutmuyordu.Fakat Allah ile dopdoluydu.Şükür namazı kılıyordu,akşamdan akşama...
O tefekkür ile güzeldi,ne zaman geçim kaygısına kapılsa bakışları çirkinleşiyordu.

Babam hiç kimsenin anlatmadığı Allah'ı anlattıkça,ben O en güzel yaratanın kitabına yöneldim,fakat nasıl yöneliş.:))
Vallahi çok küçük de değildim fakat işte biz Dallas mallas zamanı çocukları pembe rüyaların gölgesinde kalmışlar;sınavımdan iyi not alayım diye,duvardan dolabın en üzerine koyulan Kur'an'ın mealinden okurdum.Anlamazdım...

Babamın şimdi ki halini merak edenleriniz olmuştur.O şimdi kayıp derviş,dağlardan kekik toplayıp,camide namazını kılan,Kur'an'ı hakkı ile anlayıp,beli bükük hali ile de bilim üretmeye çalışan babam.
Babam"Kızım,Allah bizden iyi olup,faydalı işler üretmemizi istiyor."diyor,dede hali ile mücadele ediyor,sessiz,kayıp.Olsun.O biliyor ki onu Allah biliyor.Ve Allah'ın bilmesi yeter.Görünme kaygılarında hiç değil...

Evet günah keçisi aramıştık,şimdi kim suçlu?

'Dallas mallas hayatına' devam edenler oldu,onlar sınırları aştı,tek kanaldan akıl almaz abuksabuk kanallarda boy verdi,daha adisi ile,İnternet ise o onun en güzel uçsuz bucaksız meskeni,istediğini istediği yerde bulan...

Şimdi o Dallas mallası  yapanlar mı günah keçisi yoksa onun başına oturup onu din edinenler mi?

Bu yazımda bir kaç baba modeli okuyabiliriz.Hangi baba!Hangi baba çocuğunu ateşler içinde yakmak ister?
Ne yazık ki çocuklar öz suyundan mahrum kalıyor.En başta da evde gücü kendinde gören babalar vebal altında.Günümüzde İnternet,TV karşısında iki seksen keyfe bakılırken,Kur'an'sız,Allah'ı bilmeden bedenen büyüyen çocuklar susuz kalmış fidan gibi kalpleri bozuluyor,ölüyor;o tertemiz emanet verilmiş çocuklar.

Anne olsun baba olsun çocuğuna Allah'ı hakkı ile anlatmıyor,keyfine bakıp Dallas mallas hayatına devam ediyorsa vebal altındadır.

Bizler gündüz işte akşam dizilerde olursak sakın kimse onu bunu suçlamasın!Daha sen kendini Dallas mallas hayatından çekememişken,çocuğun ise odasında can çekişirken daha çok Dallas mallas yaşarsın.

Hiç inkar etmeyin çoğunluk babalar işten eve gelince iki seksen ya TV,ya İnternet başında.Vallahi başına geçte, hak olan nimeti kötü ile kullanıyorsan vebal altındasın!Çocuğunu ihmal ediyorsan vebal altındasın!
Sen kamil yaşa gelince çocuğun kalbi bozuk halde gençliğin en hızlı devrine girip gizli açık çirkinlikler içinde olduğunu görünce,şaşırma, ah etme!Et!Edersin de!Çünkü vebalini çekersin!Bu dünyadaki vebal ayrı,ahrette ki:" ah! "O geri dönülemeyecek,düzeltilemeyecek pişmanlık.Sınav dünyası elbette ki çocuğun içinde ki öz ortaya çıkacak sen iyi de olsan kötü de.Fakat sen hep ettiğinin vebalini çekersin.Çocuğun kötü gibi görünür ,tıpkı kaktüs çiçeği gibi fakat kalbinde iyilik tohumu var ise o muhakkak günü gelince açar.Ya da çok iyi gibi görünür,onu da nefsinin temiz olup olmadığı başka bir sınav ile ortaya çıkar.Bu hal biz iman da kuvvetlenip en iyisini yapana kadar sürer.

Ben şimdilerde anlıyorum ki;"Allah ne güzel yaratmış sözüne"tutulmuşum,tutunmuşum...Kur'an'ın hem temelimizde hem de hayatımıza geç girmesi ile çok susuz kalmışım."Allah ne güzel yaratmış."sözü kalbimi zikre açık tutmuş,Allah'ı unutmayan haline getirmişti.O nedenle her yaptığımı kontrollü yapar hale gelmiştim de hayatımda eksik giden halen hakkı batıldan ayıramamaktı.Hakkı batıldan ayırabilmek Kur'an'dan gelen nefes ile olurdu.Ben Kur'an'ın soluğuna hasrettim.Soluğu olmayanın hayatı olur mu?Soluksuz bir hayat ceset bir hayattır,diriltici nefes Kur'an ile verilir.
Kur'an'ı olmayan bir takva sahibi çırpınır,korkar,arar,ormanın içinde kendine şifa için ot arayan gibi arar.Denediği her ot çaresi değildir.Ya karnını ya başını ağrıtır.Kimi zaman kusturur bu da değilmiş dedirtir.
Kur'an müminin son nefesine kadar ilacıdır.Onu askıya asması,ona artık ihtiyacı yok görmesi,onu işe yaramaz görmesi kendini helaka götürür,hem bu dünyada hem ahirde...

 Herkesin hastalığı bir değildir ,biliriz değil mi?Bazıları müzmin iken bazılarının ki bir aspirin ile geçer.Fakat aspirin içenin de kanında,canında ne sinsi dertlerin dolaştığı uzun yıllar sonra açığa çıkar.Kur'an öyle şifadır ki hem müzmin,hem gizli,hem açık dertlerin şifasıdır.Onu sadece lafzı ile okuyan da şifa bulur.Hani ilaç diye bazı hastalara vitamin yutturulur ya öyle bir şey,şifa Allah'tan.Anlamı ile okuyan ayrı şifalar alır.Dertlenip derdine derman arayan yine şifasını bulur.Anlam da yoğunlaşan hem kendi dertlerine şifa bulduğu gibi çevresine de şifalar bulur.En basiti dedikodu illetine kapılmış kardeşine hemen hatırlatır."Allah dedikodu yapmanın kardeşinin ölü etini yemek gibi olduğunu söylüyor." der.Artık merhemi alan kullanır kullanmaz kendi bilir.Bir insan leş yiye yiye ne hale gelir!İnsanların dertleri sayısınca şifa hazineleri saklıdır Kur'an'da.Saklı derken gizli değil.Nasıl ki dertlere derman bulmak için tıp okunuyor,ilaç yapmak için eczacılık işte onun gibi bir şey...Allah Kur'an'a samimiyetle gelene şifasından bulduruyor.Kur'an'ın en büyük şifası güzel ahlaktır.İnsan şifa ala ala bakıyor ki,eskiden kalma bir çok kirleri gitmiş,kabukları atılmış,zihni açılmış,dilinin bağı çözülmüş,tutmayan eli tutmuş,görmeyen gözü görür olmuş.Hayatın içinde ne olsa zihnine ayetler zihninden kalbine bir bir akar olmuş,kalbi ile akleden olmuş...olmuş..olmuş...
Evet bunların hepsi tecrübe ile sabittir.Fakat ben oldum demiyorum.Halen ilacımı alıyorum.Ne zaman gaflete dalsam silkeler,dua dua kendime getirir.

Bu arada Kur'an'dan ayrı kalmama neden olanlar için çok kızdığım yıllarım oldu.Hatta lanet ettim.Fakat anladım ki iki yüzlü münafıklar ve Dallas mallascılar asla yüreğinde doğruluk azmi ile Allah'ı arayanların önüne set koyamazlar.
Allah öyle yücedir ki Hak dostunu iki çağ sahibi yapar.Zalimin aşamayacağı seti o kurdurur.

İman ettikten sonra imanından dönmek büyük vebal ve sadece vebalini de sen yaşamıyorsun.En yakınların ve masumlarına da bulaşıyor.Yakın olduğunun hastalığına neden sen olmuş isen işte o vebalin en büyük acısı...yeniden imana dönsende cehnnemi burada seyrediyor ve Yusuf'un kuyuya düşmüş gibi yürek acısı çekiyorsun.
Bundan kurtulmak kolay,Allah bundan kurtulmanın kolaylığını,tövbeye ve iyi ameller üretmeye bağlamıştır.Hadi bakalım yeniden başlamaya,Kur'an şifasını da yanımıza alarak.Bismillah... :))bu uzun yazıyı okuyan da zaten arayış içindedir.Hadi yine Bismillah!

Hadi birbirimizi de günah keçisi yapmadan doğru yola devam.Biz doğru yolu istedikçe o yolu kader eden A'lâ Rabbimiz Subhandır.

Siz çocuğunuzun ellerinden, kalbinden,gözlerinden tutan baba olun,anne olun,Allah'ın emanetine gözünüz gibi bakarken,onu yaratanı unutmayın,ona onu yaratanı hatırlatın,en güzel anlatın,en Güzelden koparmayın,soluksuz bırakmayın...Biliriz ki çocuklar en çok Allah'ı merak eder.

Ah babam!Bana Allah'ı en güzel anlatan babam!Rabbim Anlattığın incir çekirdeği kadarda olsa sana sonsuz meyveleri,sonsuz nuru bahşetsin...

Ben Allah'ı güzel anlatanların gözlerinde babamın gözlerinde ki ışığı görüyorum,onun latif akıcı sesini duyuyorum.
Ben Allah'ı güzel anlatanlara sanki babammış gibi bakıyorum.Onun sesini duyuyorum.Bir hanım anlatsa,sanki annem çiçek ekiyor.O çiçek babamı bekliyor,ben tefekkürü alıp o çiçeğe koşuyorum.
"Allah ne güzel yaratmış!"
"Allah ne güzel yaratmış!"
"Allah ne güzel yaratmış!"Allah'ı duyuyorum,Allah'a koşuyorum...ölüm mü?Ölüm nedir ki kabuğundan sıyrılıp Rabbe kavuşmak...

                                  Kayıp derviş babam  M.Ali.M 'dan kendi el yazısı ile bana emanet ettiği kitabından kitabın özünü ve ulaştığı muhteşem sevgiyi,ufku anlatan bir kaç dize şiir:






Şiirin tamamını inşallah yayınlarım.Hamd alemlerin Rabbine sevgiyi yaratan Veddud Hu...
Selam tüm peygamberlere
                                                           ikra ela
                                                          @ElaIKRA


























0 yorum:

Yorum Gönder