Cumartesi, Haziran 25, 2016 By: Oku Arz

Çöl Yangını



"Evlerimizin içinde soğuk pınarlar ile nimetlendiren Rahman Allah'a şükürler olsun.

İçimizin susuzluğuna çare, Allah'ın Bismillah ile başla dediği yerde başlıyor...

Suya dokunma ile suyu içme aynı değil.Kur'an'ı yüzüne okuma ile anlama aynı değil,anlama ile yaşama aynı değil."


Bu sözleri Twitter sayfamda paylaşmadan önce öğlen namazından sonra günün iyice ısındığı vakitte bir koştura koştura evi temizledim.Hem oruç,hem sıcak,hem de temizliğin ana maddesi su...

Sahurda yersem peynir hali ile içim iyice kavruk,bir de koşuşturma...çeşme ile her kavuşmam da "Allah'ım şükürler olsun"ferahlaması.Terası yıkarken suyun soğuması ise daha bir güzel oldu.Soğuyan su ile kendimi de bir güzel ıslattım.Ferahlamaya bir ferahlama daha.Cennet pınarları geldi aklıma.Evet Rabbimiz Rahman Allah o kadar Şafik ki bize evlerimizin içinde cennet gibi pınarları nasip ediyor.Cennetin bir gölgesinin bir gölgesi olabilecek hali ile.Cennet aklımızın alamayacağı kadar muhteşem olacak besbelli.Her türlü muhteşem yaratmayı bilen Rabbimiz daha bize bu sınav dünyasında bu kadar güzel nimetleri bahşediyorken!

Ve kendim bu kadar bol bir nimetin içinde iken belgeselden şahit olduğum, susuzluktan kıvranan ve evladını yıkadığı çamaşırların suyu ile yıkamak zorunda kalan annenin derin hüznü yüreğimi bir defa daha yaktı....

Biz bunca nimetin içinde nimetin şükrünü gereği gibi yapıyor muyuz?Şükrü dilimiz ile yaptığımız gibi fiili olarak susuz kardeşlerimiz için ne yapıyoruz?Hiç bir şey elimizden gelmiyorsa bir duamız da mı yok?Derken...Suya dokunabilme nimetini fark ettim. Ramazan ayı boyunca oruç tutarken ya suya dokunamasaydık!Dokunabilmenin de iftarı olsaydı?İftardan sonra yarın ki su ile olan işlerin hepsini halletmeye çalışırdık değil mi?

Suya dokunmadan akşama kadar dayanmamız çok zor bir şey.Hiç bir iş yapmasak dahi, yazın en sıcak günlerinde nasıl kirlenirdik değil mi?

İçimiz kavrulurken suya dokunabilme ile kavuştuğumuz ferahlık muhteşem!İçimizin kavrulması ile yüreğimizin kavrulmasının özdeş olduğunu o an  fark ettim.Ve bu sefer Kur'an düştü kalbime.Her sıkıntımda,her yürek yangınımda her ferahlamak istediğimde nasıl ona koştuğumu hatırladım.Muhakkak bir ayet teselli olarak iniyordu yüreğime.Kavrulan yüreğime teselli....Kur'an'ı hakkı ile yaşamadıkça ise o kavrulmanın hiç bitmediğini hissettim.Çöle düşmüş gibi bir kavrulma."Allah'ım  bir ferahlık ver,şu ateşi serin edecek bir inşirah ver!"diyerek zikre koşuyorsun....o membaya...

Kur'an yüreğimizin ferahlamasına sebep memba idi.Fakat yürek kavruluyorken onun yüzüne bakmak ile ona dokunmak farklı idi.Onu içmeden yüreğin yanması ise geçmeyecekti.

Onu yaşamadan yüreğin yanması geçmeyecekti.

Kur'an'ın yüzüne bakan bir ömür ona baksa bir nehire bakmış gibi içinde sevinçler duyar.Fakat içinde ki yangın sönmeyecektir.
Nehire bakan yüreği kavruk ise onun ile buluşmak ister.Onun ile ferahlar,anladıkça ferahlar fakat her nehirden ayrılışta yeniden harlanır içindeki yangın.Ondan bir avuç içmesi onun yüreğinde ki çölü ancak muhteşem bir meraya çevirecektir.Ne zaman uzaklaşsa o nehirden yeniden çöle dönecek,çöl yangınında seraplar ile oyalanacaktır.

Her içtiği bir avuç su hayattır,yaşamaktır.Kur'an'ı yaşamak,hayata aksettirmek yürek yangının ilacıdır.

Buna en basit örnek toplum içinde önemsizmiş görünen dil yangınıdır.Kur'an'ı anlayarak okuyan insan,gıybet ile ilgili ayetleri okuyunca idrak eder fakat hayatına tatbik etmedikçe nehirden su içmemişcesine yüreği alevli yanar.Ne zaman hayatına geçirir,o ayeti içmiş gibi olursa hak batıldan ayrılır.Ayeti uygulamanın yüreğine verdiği sevinç ve ayeti uygulamanın hayatını nasıl güzel değiştirdiğini görür.En başta artık kimse onun yanında gıybet etmez.Bilirler ki onun yanında gıybet yapıldığında;o gıybet yapılan kardeşini müdafaa edecektir.Gıybet yapanlarda bakarlar ki kendilerine ortak olmuyor bu kişi,hatta dedikodudan aldıkları zevkten mahrum kalıyorlar ve böylece onun yanında bir daha gıybet edemiyorlar.

Bir ayeti hayatımıza geçirmek işte bu kadar güzeldir,hatta o gıybet yapanlar zaman ile gıybet yapmayan kardeşine o kadar güveneceklerdir ki;" Bu insan beni iyi anlar ve beni  kimselere söylemez benim izzeti nefsimi ben yokken de korur" diye kimselere söyleyemediği sorunlarına çözüm için ona başvuracaktır.

Kur'an'ı anlayarak ferahlamak zikre kavuşan yürek sahibi olmaktır.Kur'an bize öğütler verirken Allah'ı esma-ul hüsnası ile tanıtarak yüreğin zemzemi oluyor.

İnsanlık işte bu yüzden susuzdur.Yüreğinde zemzeme kavuşmak isteyen zikre bakmaktan vazgeçip zikri kalbine indirmelidir.Zikri kalbine indirmelidir ki yürüyen Kur'an olabilmelidir. Hz Muhammed(s.a.v) güzel ahlakından  bir nur alabilmelidir.

Oruçlu insanın susuzluğu ve açlığı zikre,Kur'an'a susuzluğu ve açlığı gibidir.Hiç zikre ve Kur'an'a yaklaşmayan aslında hep aç ve susuzdur.Açlığını ve susuzluğunu fani olan,gelip geçen,uyuşturan,sarhoş eden,emzik gibi ağızda tüttürülenler ile geçiştirmeye çalışır.Anlık ferahlamalarla oyalanır.Dünyada her imkan insanın elinde kalamaz sabun gibi kayıp gider hayat ve sevip bağlandıklarımız.Onlar ile ferahlanmak peşinde olanlar onların kaybı ile büsbütün yangınlara düşer.Nefsini kirlerden arındırıp temizlemeyen bu girdapların içinde kahırlarla dolu bir hayat yaşar.
Yaşlanan insanın haline bakınca görürüz ki ;göz,kulak,akıl nimeti azalınca insan kendi içinde,yüreğinde yaşamaya başlayınca o yürekte kaybettiklerine hüsran yaşar ve bu ne acı bir şey...o yürekte Allah'ın zikri ve Kur'an kalmış ise ne mutlu o yürek.Işık içindedir fani olanlardan kesilmiştir.Kaybettiklerine hayıflanmaktan vazgeçip ölümü kabuğundan ayrılan bir fidan gibi özler.Ya Hak YA Hay der.Görmese de gözleri işitmese de kulakları o zikri ile cennet muştuları içerisindedir.

"Her sabah bir çiçeği aklında tut, bir tebessümü gezdir ruhunda, dünya kötülere bırakılmayacak kadar güzel ve sen içindeki dünyayla güzelsin." diyor Kemal Sayar,harika bir söz.Bir çiçekte bir ayettir ve Allah'ın esma-ul hünasından ışıklar taşır.O ışıklardır insanın ruhunu aydınlatan,güzelleştiren.

Ben de diyorum ki:Her sabah bir esma-ul hünayı aklında tut ve onun ile yürü,onunla başla hayata ne muhteşem izler görüp yüreğinde ki ateş serin olup çiçekler dereceksin....
                                                                   ikra ela
                                                                  @ElaIKRA
















0 yorum:

Yorum Gönder