Perşembe, Mayıs 28, 2020 By: Oku Arz

Bayram

Eski bayramları özlemle arayanlar var. Ben aramıyorum! Nerdeyse bir asrın yarısına erişmiş olan benim, çocukluğumda babamın bayramlık aldığı beyaz üzeri kırmızı puantiyeli etekleri fırfırlı elbisemin çoşkusundan başka "Ah o eski bayramlar." diyeceğim bir şey yok. Çocuk neşesi ile en çok da babam ile alışverişe çıkmış olmak mutlu etmiş olmalı beni, yoksa yeni elbise almak değil! Çünkü onca yeni elbiseden o elbiseyi babam ile aldık diye sevincim halen yüreğimde pırlanıyor. Geleyim konumuza benim gençlik yıllarımda bayramlarımız eğlence kültürüne dönmüştü. Televizyon bayram boyunca eğlence programları yapardı. Şarkıcılar bayram konserleri düzenler, insanlar gazinolara çekilirdi. Bunları o vakitler hayatımızın bir parçası olmuş tv. den öğrenirdik. Sağımızda solumuzda ise gelenek olarak, el ne der diye, zoraki bayram hazırlığı yapılırdı. Evet evin hanımı tepsiyle baklavada yapmalıydı. Yapmazsa ayıp olurdu, gelen misafire. Sonraki gösteriş yarışları;"A evine şunu almış, tepeden tırnağa yeni giyinmişler." vs. Kuaföre gitmek olmazsa olmaz ha! Yani bayramlarımız hıristiyanların farklı bir yüzü ile yılbaşı şenliğine dönmüştü. Şimdilerde diyorlar, bayramlar tatil günlerine döndü. Eh olacağı bu, idrak edilmeyen bayram bayram olur mu? Öncelikle bayram kazanılan bir şeydir. Bir gayretin sonucudur. Hz. İbrahim gibi putları deviren olmadıkça hangi ateş güle döner? İsmail'in düşünü dahi kuramaz ki kurbanı insin, yakınlığı bulamayanın bayramı olabilir mi? Olsa olsa buz keser birbirine, yakınlığa ermek ise insandan insana muhabbet bağı ile olur, ifrat ve tefritten sakınarak birbirine selam olan yakınlık! Hac da bunu öğretir, oruç da! Bakın ikisinin sonunda da bayram vardır. Demek ki asıl idrak edilmeyen bu ibadetlerimiz. İdrak edilse o vakit bayramlar bayram olur,buzlar erir, çiçeklenir ruhumuz. Evet bayramı kemali idrak eden ve yaşayanlar var , onlar mutlular saffında, ne birbirlerine tapınırlar ne de nefislerine tapınırlar, onlar sadece Allah'a kul olarak birbirlerinin sınırlarını muhabbet bağı ile korur, şımarık müsrif olmaz, gönülden, başa kalkmayan infaklarını da yaparlar, teşekkür dahi ummazlar ha! Sahtelik yoktur, ondan sıcacık selam sohbetlerin içindedirler. @ikraela







Atmosferiniz nasıl efendim? Beğendiniz mi? Korunmuş tavan, yıldızlar ile süslü, navigasyon mahiyetinde, eskiler bilir de, siz de kitaplardan okumuş, bir yerlerden duymuştursunuz! Ve ya ilgi alanınızdadır. Ya istediğiniz hava nasıl? Sıcak, soğuk, ılıman, ya rüzgar ister misiniz? Şöyle sıcak bir günde serinleten rüzgar olsun ki tatı ortaya çıksın, yoksa neye lazım değil mi soğuk havada serin rüzgar? Tamam o da olsun, kış isterseniz yanında güneş olsun mu? -Olsun olsun, tam üşümüşken şöyle sımsıcak yayılan, bizim balkona düşsün ha? Hatta tüm odalara değsin, en köşelere kadar, içerdeki çiçekler de bayram etsin... Evet uzatabiliriz bu sözleri, kendi nefsimize, bende kendi nefsime dedim zaten, cam silince yağmur yağmasın diyen keyfime... Hani bayram geldi, temizlikler yapıldı.Bari birkaç gün temiz kalsın değil mi? Şöyle doya doya parlayacak cinsten. Şöyle, insan başını kaldırdığında göğe başı dönüyor. Çıldırtacak kadar muazzam bir güzelliğin içindeyiz. Biz hayat bulalım diye bizim için atmosfer yaratılmış, koruyucu tavan! Öyle de bir düzen ki yukarlara çıktıkça oksijen azalıyor, aşağılara inerken artıyor, derinlere inerken ise yine azalıyor. Biz nefes alalım diye bizim için bir ortam hazır, hazırda buluyoruz. Hiç birşey ödemiyoruz. Sadece Rabbimiz O'na kul olmamızı istiyor. Evet O'na kul olmak nefessiz kalmamak, korunmak, sonsuz korunmak, cehennemden hiç bir hışırtı duymayacak kadar, kıyamet günün tasasını yok edecek kadar. Öyle bir atmosfer ile kuşatılacakki mutlular saffında kurtuluşa erenlerden olacak. Enbiya suresinde peygamberlerin her tür şartta nasıl korunduğu ve nasıl kurtuluşa erdirildiği bize anlatılıyor. Allah'ın Semi Alim esmasını işaret ederek. Evet Semi O, O işittirmezse tüm kulaklar, kalpler sağır. Ve O'nun işittirmesi kadar işittirmemesi de rahmet. Rabbimiz bize rahmetini işittir, bizi koru, cehennemden de cehennemin uğultusundan da dünya ahret. Varlığa cennet yaşatılıyor, ne balıklar su kaybolur gider tasası yaşıyor ne kuşlar göğümü kaybeder miyim endişesinde ne balarısı çiçek bulur muyum kaygısında, sesiz bir zikrin içinde Rabbimizin işittirdiği kadarı ile mutlular. @ikraela #Enbiyasuresi #fotoğraf #fethiye #kendiçekimlerim (Bayram öncesi yazmıştım)

0 yorum:

Yorum Gönder