Çarşamba, Nisan 03, 2019 By: Oku Arz

Sanat Sanatcısını işaret eder, ölüm son değildir.


Şöyle acayip bir konsere gitsek. Piyano kendiliğinden çalabilme özelliği ile inşa edilmiş olsa , onun tuşlarını harekete geçiren bir rüzgar üflese, o anda doğaçlama çalsa. O rüzgar ki içinde binbir renk olsa , tuşlara dokundukça o renkler dinleyicilerin kalbini boyasa. O rüzgar ki şiddetinin azalıp çoğalması ile, şimdiye kadar hiç duymadığımız seslere dokunsa....
Öyle işte hayal ! Ne belli, belki bir gün vücut bulur, ya da bulmuştur değil mi? Kim der ki bulunmadı ? İnsan inkar eder mi renkten renge, notadan notaya boyandığını. Ya peki biz o muhteşem sanatı dinlerken piyanoya mı teşekkür ederiz yoksa rüzgara mı?
 Evet teşekkür ederiz ortada bir sanat var. Fakat gerçek onu yapanı ararız, biliriz ki o piyanoyu bir yapan var, o rüzgarı veren var. Ararız gerçek sahibini ve gerçekten hayranlık ona olur.
 Paylaştığım fotoğraflar da uzaktan geldi, gönül ile yakın olduklarımdan, üzerine güzel bir anlam yazılsın diye. Tabi ki o tamamı ile anlam içinde. Her kalp o an ki hisleri ile farklı anlam d/okuyabilir. Benim şu anda d/okuduğum anlam, Rabbimizin Hamîd ismi şerifi ile bağlantılı. Evet o bahçenin içinde o güle emek çeken olmuş. Diken diye sulamamış, gül diye sulamış . Kar içinde kardelen gibi gülümsüyor, kalbindeki rengi açığa çıkarmış, güzel bir sesin kalbe vurup ayrılması gibi izleyene iz bırakmış. Destek verilmiş ona soğukta yıkılmasın, kırılmasın diye, çok taze, bünyesi kaldırmaz, soğuk izlere. Fakat desteklenmiş. Onu bir düşünen olmuş. Gülün güzelliği için, bize anlattıkları için güle mi teşekkür ederiz, yoksa onu besleyene mi? Güle hayranlığımız onu yaratanadır. O hayranlık, övgü gerçek sahibine işarettir, gerçek sahibini söyler, gerçek sahibini anlatır, kendine verilen ile de verilmeyen ile de. "Elhamdullillahi rabbil alemin." der.

Kar Hayy ismine de ayna, Bâis ismine de aynadır. Fakat biliyoruz ki o ölüm elbisesinin de rengidir. Eskiden erkekler ölümü hatırdan çıkarmamak için kefenlerini başlarına sararmış. Evet ürpertici bir durum,başta ki sarığa alışmadıktan sonra! Fakat alıştığımız birşey daha var, hatta hiç hoşlanmadığımız ve erkenden başlamışsa "Ya daha çok gencim!" isyanı olur. Kapatmaya çalışırız onu, hatta çeker koparırız da. Fakat o yağmaya başlamıştır çoktan, siyah iplik beyaz ipliğe döner eni sonu...
Anlaşıldı değil mi, saçlarımız, başta iken güzel olan, temiz oldukça güzelleşen bizi bütünleyen, her an ölümlü olduğumuzu hatırlatan saçlarımız! Tutunduğu yerde kalmıyor, boyandığı rengi tutamıyoruz. Öylece kefenimizin ipini hazırlar gibi çoğalıyor beyazlar.
 Öyle fakat kar kâr'dır. Ölümü temsil eder fakat yorgandır. Bir son ve bir başlamadır. Şubat ayına gireceğiz, bu ay kışın sonudur. Bahara müjdedir. Ömrü en uzun insanın sonlu olduğuna işarettir. Fakat bu bir başlamanın da sesidir. Her insanın, erken veya geç ölüm anı kışıdır. Bahar sayfası yeniden dirilişi bekler. Ve ne işlediysek içimize, o açılacaktır. Muhsî'dir Allah her şeyi tek tek bilir ve sayar. Her şeyin hesabı Onun katındadır. Rabbimizden mağfiret dileriz, işlerimizi düzeltmesini niyaz ederiz. Estağfirullah el Azîm.
 #Muhsî
 #esmaulhusna #Hamîd #kış #kar #gül
@ikraela

0 yorum:

Yorum Gönder