Kendini göremeyen yüz,kendini göremedikçe bilemeyen,tanıyamayan yüz!Yüz kendini özler mi?Kendini özleyen yüz ayna ister.Ayna nesnedir,yansıtıcıdır,anlatır.İnsan her gördüğünü yansıtıcı ve anlatıcı görür ise kendini görür,kendini bilir,kendini tanır.
Kainatın dilinden taş
Yine rahmet yağdı bugün, unutulmadığımızın aziz müjdesi,mektubu! Tam zarfın ağzını açıp okuyacaktım ki Rahman süresinden bir ayet kalbime düştü. "Şimdi Rabbinizin hangi nimetine dersiniz ki yalan?"
Bize Rabbimiz hem ağırlığımızı hissettiriyor hem hissettirmiyor ne kadar sağlıklı,dengeli olursak o kadar saf bir su damlası gibi hafifliyoruz. Aşırıya kaçtığımız bir yemek ya da bize dokunan bir besin ya da duygularımızın,
uykumuzun bizi ağırlaştırdığı gibi beden ağırlığımızı tamamı ile hissetmiyoruz,ne yük olurduk kendimize değil mi? Uykumuz gelince bir göz kapağımızın ağırlığına dahi dayanamıyoruz. Ağrılıklarımızı dahi beyinde ki algı olmasa; onu anlayacak basiretimiz yok, Rabbimiz nimetlerini vermemiş olsa, ne çok acziyet içindeyiz...
Canımızın acır oluşu dahi nimet,acıyı bilelim de kendimizi bile bile tehlikelere atmayalım diye değil mi? Düşünürsek; hiç bir hissiyatı olmayan bir derimiz var o vakit o derinin de yanmayan,kesilmeyen cinsinden olması gerekirdi. Fakat öyle olması hali de bizim tüm algılarımızı köreltirdi. Bir varlığımız olduğunu dahi kendimiz anlayamazdık. Acı çekebilir oluşumuz başkalarına acı çektirmek için yaratılmadı ama değil mi? Bilmiyorum,bilmediğimi de biliyorum fakat muazzam bir varoluşun içinde olduğumuza tüm varlığım ile şahidim.Tefekkür ettikçe kalbim bu şahitlik ile açılıyor,secdeye duruyor nefsim,her dem hemdem kirlerinden arınıyor, kirlendikce o temizleniyor,denizin taşları yıkadığı gibi ...
Ya Hû illa Hû Bakî Hû
Binler hamd Alemlerin Rabbi Aziz Allah'a. @ikraela
#tefekkür #esmaihusna #esma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder