Kendini göremeyen yüz,kendini göremedikçe bilemeyen,tanıyamayan yüz!Yüz kendini özler mi?Kendini özleyen yüz ayna ister.Ayna nesnedir,yansıtıcıdır,anlatır.İnsan her gördüğünü yansıtıcı ve anlatıcı görür ise kendini görür,kendini bilir,kendini tanır.
Sıcak olmadan gerçek tatlanma olmuyor.
Mübarek Ramazan ayının serin geçmesi bize şükür vesilesi.Uzun bir saatin içinde ha sahurda yediklerimizin etkisi ile veya yoğun çalışmaların içinde ki su ihtiyacımızı hatırlamayacak kadar serinlikte elhamdülillah.
Fakat sıcak lazım.Sıcak olmadan gerçek tatlanma olmuyor.
Mesela biz tanımadıklarımızın olduğu bir ortama davetli olunca,o ortam ilk vakit bize buz gibi gelir.Ve biri gelir sımsıcak bir söz açar.Bu ortamın güneşi gibi birşeydir.Konu davetlilere sıcak geliyorsa neşe artar,ıçteki tatlar ortaya çıkar.
Hani denir ya "bu ne tatlı sohbet,bal gibisin,ballanmışsınız."gibi,insanın sıcak bir ortamda tatlılaşması gibi...
Fakat bu hal bozulur da bozmayıp o tatlılığı muhafaza edenler ve o tatın çekirdeğini besleyip bağını filizlendirenler de vardır.Yeni tanışıp arkadaşlığı muhabbet kıvamı ile sürdürenler gibi.O güzel bağ güzel bakılınca verimini hep taptatlı verir.Dışardan fırtınalar dahi değse onlar birbirine sarmal olur.
Ya o tatlılığı bozmak hali nasıl olur?Bunu da hepimiz biliriz aslında!O tatlılığa erdikten sonra adeta onu çiğnemekle...Yada çıkar ilişkisine döndürüp sarhoşluk malzemesi etmekle...Çok tatlılık uygun bir şekilde korunmayınca ya aklı baştan alan sarhoşluk eder yada sirke gibi yakıcı olur.
Rabbimiz ahrette bilinçli mutluluk vaat eder.Bu bilinçli mutluluğu da burada muhabbet demini koruyabilme azminde olanlara nasip olur.Şuurlu mutluluktur bu...
Peki bir de zeytinin anlattıkları vardır,acı zehir gibi hali ile onu da sonra tefekkür edelim inşaallah.
@ikraela
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder