Tevbe 111

Cumaretsi günü pazardan aldığım domatesleri bu sabah halen taze bulunca,pazarcı ablanın bayatlamadan satabilme telaşı aklıma geldi.Mevsimi olmayan bir sebze olmasına rağmen çok sevdiğimden müşteriydim.(Mevsimi olmadan olması da Rabbimizinden bir nimet ya! Tabi ki hakkı ile o ilmi kullananlar için)Fakat çeri domates çok güzel ince kabuklu olmasına rağmen fiyatının düşük olması beni şüphelendirdi.Taze değil belli ki dedim.Evet aralarında yumuşakları vardı."Bir iki gün anca dayanır." dedik.Diğer müşteri ile de fikirleştik."Bişey olmaz,çürük değil olmasa sos yaparız." dedik. Altı üstü bir iki kiloluk malı alırken,pazarcının malı satmak için telaşı, alınca sevinci ve duası, teşekkürü dikkatimi çektiydi.Bu sabah kahvaltıya hazırlarken "Daha çürümedi domatesler" dedim.

Ve tevbe 111.ayet aklıma geldi.

Çürüyecek şu can gemimiz ve ahire taşıyamayacağımız mallar ellerimizden gitmeden onlara Rabbimiz talip hem de hepsi için Ona borçluyken cennet karşılığı ile..Bu ne büyük ikram ki hem sermayesi Ondan hem karşılığı...Çürümeden can gemimiz nasıl satın almış olur Rabbimiz? O gemiyi Onun rızası dairesinde döndürerek.Firavunlar için değil, ya da Hamanlar için ya da Karunlar için ve hatta nemrut nefsimiz için de değil sadece Allah için çalıştırma ile!

Diyelim bir pazar tezgahıyız.Bu tezgahı,tezgahın ölçüsünü,tartısını bilen Rahman'dan kaçış var mı? Bu tezgahın her şeyini bilen bu tezgaha verilmiş süre bitmeden ondan güzel, hayırlı işler bekler . Üstelik bu gayret sonunda cennet vaadiyle...

Bu tezgahı çamaşır makinası gibi düşünürsek,çamaşır makinasını icat eden ondan en güzel iş bekler.Çürüyene kadar hakikati ile çalışması beklenir.Bu benzetme de çok tefekkür açar.İnsan kurulmuş makina değildir.Aklı,kalbi,duyguları ile sınavda.Habil ve Kabil misali kimin kurbanı kabul olacak!Kabil gibi çürüklerle mi dolu olacak yoksa Habil gibi en güzel mi?

Çürümeden evvel çürük olmayan salih işlerimiz olmalı can gemimizden...

Estağfirullah el Azim.

Hû Bakî Hû.

İkra Ela

#instagramyazılarım

#kainatındilinden
@ikraela