"Selamunaleyküm"ü anlayınca 8 #nedenselamdankoptukbiz #Hucurat

Peygamberin kavlini cehren(yüzeysel,anlamın açığa çıkmadan kabuğa göre düşünmeden) anlamış olanlar batağa,bitmez tükenmez şehvetlere açılmış,açılıyor .Bu durum bir insanı giyimine veya o an ki yüzeysel olarak gösterdiğine tanımadan işin özü ortaya çıkmadan zan etmeye benzer.Karnı ağrıdığı için somurtup oturan kişiyi kendine küs zanneder.Yani işte hepimiz biliriz.

Birde mesela iki kişi konuşurken birbirlerinin sözünü keserek konuşmaları gibi çatışmaya döner.Çünkü sözü tam noktası, virgülü ile dikkat ederek ve empati kurmadan yapılan zannın çoğu yanlış çıkar.Bu sınava hiç çalışmamış olanın sallayarak işaret koymasına ya da yüzeysel çalışmış bir de anladım zannetmiş öğrencinin soruları biliyorum zannı ile doğru işaretledim zannedip sınav kağıdı ile ancak yüzde on doğru cevap ile karşılaşmasına benzer.

Güzel ahlakın kemal noktası peygamberimiz (s.a.v ) her insana hatta her cana cehren bakmamış,bizzat söze de canada kıymet vererek yüzünü dahi başka yerlere çevirmeden sözü kesmeden dinlenmiştir.

Sözü keserek dinlemek meyvesini vermeden bir fidanı ortadan kesmeye benzer.O söz kesilmese o sözün anlamı ortaya çıkacak fakat o kavle uymamak bizi hep yanıltıyor.

Peygamberimiz ( s.a.v ) in güzel ahlak şuuru onu getirdiği kitabı hakikat deminde okuyup öğüt almayınca bu durumlar hakikati ile anlaşılamıyor.Meryemce mahremiyetini koruyanların evinde İsaca hakikat filizlenip Muhammed ( s.a.v ) güzel ahlak şuuru oluşuyor.Yani onun kavli gerçekleşmiş Allah'ında emri yerine gelmiş oluyor.A'li İmranda ki "De ki,Allah'a muhabbetiniz var ise bana tabi olun ki Allah'ta size muhabbet etsin."ayeti hal ile yaşanmış oluyor.

Mahremiyetini koruyan yani susması dinlemesi gerektiği yerde dinleyen zihninde o habbeyi Hz Meryem gibi filizlendirmesine İsa hakikati gibi kelimelerin açığa çıkmasına bu kelimelerde edep giyince kalpte olan güzel ahlak nurunun ışıması ile Muhammedi (s.a.v ) yüz,söz ortaya çıkar.Böylece oraya selam iner,huzur iner.Oradakiler Allah'ın boyası ile boyanmayı ruhlarında hisseder.

Bu iki arada bi derede de olsa böyledir.Kavli tutanda açık olur.Bu hali yaşayan çocukta olsa ihtiyarda olsa aynı dile aynı güzelliğe erişir,ayna olur.

Bizde hemen oku fırlatma nesebi vardır. Kim mi dedi hucurat dedi?
Biz hemen düşede düşeriz.Düşe düşe düşe düşmek güzeldir.
Ey anneler neden çocuklarınız balkondan düşmesin diye parmaklık inşaa edersiniz?işte Rabbimiz de öyle ufak düşüşlerimize izin verir, fakat nasıl ki biz büyümüş ve artık akıl melekesi çalışan bir evladımızın, bile bile düşmelerine razı olmayız,"Yavrum bak aklın,mantığın,kalbin var,artık şu nefsine bağlı olmayı bırakta her söz ile her hal ile düşme,dengeli ol ki istikametinde dosdoğru hakikate kavuşup huzuru daim içesin.Hemen merdivenin en başına çıkmak istiyorsun.Kaç defa düştün.Sabır ve hakikat ile acele etmeden bi dinlesen bi yürüsen her söze de kanıp düşmeyeceksin,hayatta da ne zaman düşsen neden düştüğünü çözeceksin."deriz,hatta kendimizede düşe düşe "Neden düştün,bak yine düştün!"öz eleştirimizi yapar, sağa sola da bakarız ki bizi gören varmı diye, hafifse düşmemiz kıkır kıkır güleriz de kendimize.
Hata ile düşmüş veya tuzak ile düşmüş olabiliriz.Bu da bizim gafletimiz ve cehren bakışımızdandır.
Biz nasıl ki evladımızı,hatta kendimizi düşüyoruz diye terk etmeyiz (terk edende var hani umudunu kaybeden,bu da ayrı bir konu)onun gibi Rabbimiz bizi bize bırakmaz.Öyle Zül Celâli vel İkram O..Biz Onun esma-i hüsnasından şulelenen cüzleriz.O bizi bırakmaz Halim O Hadi O takvalı kuluna Rahîm O her cana Rahman O..
Sözü dinlemeden fırlatma huyumuzdan,sözü bilmeden atma huyumuzdan acelemizden vazgeçeceğiz ki sözümüz hakikat ile tam hedefi otağını bulsun.
(Kelimelerimiz de artık gerçek anlamı ile ortaya çıksın. Kelimelerin etimolojisini inceleyelim)

İkra Ela

#instagramyazılarım

@ikraela
#nedenselamdankoptukbiz