Cumartesi, Mart 02, 2019 By: Oku Arz

Kainatın dilinden gökçekimi


Hadi ya tutunabildiğin kadar tutunursun, bir dala, bir toprağa... Çeker yer fakat asıl çeken göktür. Gök çekimi var, ondan hep gurbeti hissedersin, asla yerli olamassın ki... Tutunmaya çalışırsın, bir nefese de tutunursun mesela, bir dostun sesine, gülüşüne, bebeğinin acziyetine tutunursun... Ve bir gün hepsi biter, son nefesin de... Yerli olmadığını anlarsın, bağlandığın ne varsa bitmiş, sönmüş, kaybolmuştur. Ya! Oyalanma nafile! Nefesin de senin değilmiş, emanetmiş, mum eridikçe ışığı azalmış, işte erirken ne işledin değil mi? Halbuki yeni işlemeyi öğrenmiştin, bitti ışık ne olacak şimdi, tutunduğun da o muydu ki? Baki Allah Ondan razı olamadıysak, işte oynama ve oyalanma hali, sonuç hüsran... Razı olduk mu tüm tutunduklarımızın esaretinden kurtulmak ve huzur...
@ikraela

Çoğu yere kar yağmış, Fethiye'nin ise Baba dağına, onun eteklerinden üfürüyor köz, soğuk közü, köz sadece sıcaktan olmaz ki, buz da yakar, uyutur iliklerine dek, minicik canlar susar, bir delik arar sineceği, babasının öfkesinden kaçar gibi, tomurcuk olmadan yanar, halbuki çok muhabbet vardı, ondan çoşmuştu gül, gül de soldu, gülmekte... Böyle karamsar mı oldu biraz, olur ya hayatın içinde her renk var! Ne belli Baba dağı gibi celallenen vardır. En iyisi o celalden miniciklere düşen yaprak misali yorgan olmak. Celallen, cellallenin hışmı kendine! Sen dönüp onla cellallenme, sen yak bir soba sıcacık, kollar gibi... Öyle işte bu da kış güzellemesi olsun şiirsiz...
 @ikraela

0 yorum:

Yorum Gönder